Hepimiz hayatımızın bir döneminde tükenmişliğe doğru ilerleriz. Herhangi bir şeye tepki göstermeyi bırakan, duygulardan ve maneviyattan uzak, hayata ve olaylara karşı donuk, yapay heyecanlara sahip biri olur çıkarız. İntihar düşüncesi bile geçer aklımızdan, sanki varlığını yok olarak kanıtlayabilecekmiş gibi. İşte tüm bunların son bulduğu bir kopma noktası vardır. Zweig bunu “Olağanüstü Bir Gece” olarak adlandırmış. Hepimizin böyle bir gecesi vardır ya da olacaktır. O geceden sonra bambaşka biri oluruz ve hayatımızın geri kalanında o geceden izler taşırız. Eğer o bilet ayağımızın dibine düşmese belki de o gece hiç gerçekleşmeyecekken, kaderimiz üzerindeki etkimizin neredeyse hiç olmadığı daha iyi nasıl suratımıza çarpabilir?
Yalnızlığın insan ruhunda oluşturduğu dalgaları böylesine güzel bir şekilde ortaya koyması ve betimlemelerindeki derinlik ile Zweig kitabı olduğu için beklentiyle elinize aldığınız kitap sizi yüzüstü bırakmıyor. Son zamanlarda aynı satırı 3-4 kere okuyan ben için kısa olmasına rağmen sindirmesi zor bir kitap oldu. Sakin bir yerde, kısık ışıkta okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar.
Kitap Yorumcusundan: Merhabalar! Adım Nisa. Sadece bir isimden ibaret olmamak için, insanlara dokunmak, onları etkilemek ve elimden geldiğince dünyaya bir şeyler katmak için yazıyorum. Şiir yazıyorum, deneme yazıyorum, bazen şarkı sözü bile yazıyorum. Ancak siz okurlarla yalnızca kitaplar hakkındaki yorumlarımı paylaşacak kadar cesaretim var. Eğer bir gün diğerlerini de paylaşacak cesareti bulabilirsem ve siz de okumak isterseniz Instagram üzerinden beni takip edebilirsiniz. [@nisa.karatasx]