Bugün sizlere, 1.5 senedir au pair olmayı deneyimleyen biri olarak Keşke Au Pair Olmadan Önce Bilseydim diyeceğiniz 5 şeyden bahsetmek istiyorum.
Birincisi: Dil Bariyeri. Dil bariyerinden kastım nedir? Eğer buraya anadiliniz İngilizce olarak gelmiyorsanız, daha önce yurtdışında yaşama deneyiminiz de yoksa illaki bir şekilde dil bariyerine takılacaksınız. Belki İngilizce dilini yeni öğreniyorsunuz, belki biliyorsunuz ama aksanı ya da yerel terimleri bilmiyorsunuz O yüzden dil bariyerine takılmanız kaçınılmaz olacaktır. Peki dil bariyeri derken neyi kast ediyoruz? Burada en önemli konu tabii ki de çocuklar. Eğer çocuklarla iletişim kuramazsanız, onlara kendinizi dinletememeye başlıyorsunuz ve size saygı duymuyorlar, kaba davranışlarda bulunabiliyorlar ve bunun yanında aile sizin Ingilizcenizi beğenmiyorsa, anlamıyorsa bunu sorun edebiliyor ve bu yüzden başka bir au pair almak isteyebiliyor. Yani rematch yoluna gidebiliyorlar.
İkinci maddemiz ise çocukların disiplin edilme şekilleri. Ebeveynler mükemmeliyetçi, baskıcı otoriter, aşırı hoşgörülü, kararsız ve dengesiz, ayrımcılık yapan, reddedici, aşırı koruyucu, hoşgörülü ve güven verici ya da tutarsız olabilirler. Çocuklar sizi zorlayabilir, sevmeyebilir, aileden biri olarak görmeyebilirler ve ayrıca çocuklar sizi zorladığında ise ailesi yani ebeveynleri bu durumu tamamen görmezden gelebilirler. Durumu sizin çözmenizi bekleyebilirler; bu da işin en acı olan kısmı. Çünkü siz farklı bir kültürden geliyorsunuz. Siz Türk kültürüne sahipsiniz. Amerikan kültürü ise bambaşka bir kültür. Hem dilinizden ötürü hem de farklı bir kültürden gelmenizden dolayı çocukların üzerinde otorite kurmanız zaman alabilir, belki de bunu başaramayabilirsiniz. Başaramayabilirsiniz, diyorum; çünkü aileler genellikle bu konuda yardımcı olmuyorlar. Sizi bir au pair değil de Amerikan bir nanny, yani çocuk bakıcısı olarak görüyorlar. Bu yüzden bu durumla sizin baş etmeniz, bu durumu sizin başarmanız gerektiğini düşünüyorlar ve sonucunda çocuklar size itaat etmiyorsa diyorlar ki au pair başarısız oldu. Aslında bu sizin başarısızlığınız ya da başarmanız değil, tamamıyla farklı bir kültüre uyum sağlamanız, yeni bir dil öğrenmeniz ve host ailenin size destek olması ile alakalı bir durum.
Üçüncü maddemiz ise hem çalışan olmak hem de o ailenin bir üyesi olmak. İş yeriniz eviniz, eviniz işyeriniz. Bu yüzden bazen kendinize özel zaman ayırmanız zorlaşabilir. Aile tek başına ailecek etkinlik yapmak isteyebilir. Bazen sizi davet edebilirler bazen etmezler. Bazen sizin gelmek istemediğinizi düşünebilirler bazen de gerçekten sizi davet etmek istemiyor olabilirler. Bu durumda arada kalacaksınız acaba davetlerine icabet etsem mi, gitmesem ayıp olur mu, ama gidersem de canım istemiyor yine çocuklarla birlikte olacağım, gibi ikilemler arasında kalabiliyorsunuz. Ayrıca diyelim ki karnınız acıktı, yemek saati dışında mutfaktan veya dolaptan bir şey almak istediniz ve gözleri üzerinizde hissediyorsunuz Yani hem çalışan olmanın hem de evde yaşayan bir üye olmanın zorluklarından biri de aslında istediğiniz gibi hareket edememek. Bazı aileler gerçekten sizin her yaptığınız işi gözlemliyorlar.
Dördüncü maddemiz ise, bu programa bir kültürel değişim programı deniyor. Her ne kadar adı kültürel değişim olsa da, yani Türk kültürü ve Amerikan kültürünün alışveriş yapması gerekiyor değil mi? Maalesef ki, Türk kültürü Amerikan kültürünün yanına geliyor ve tamamı ile Amerikan kültürü ile aynı olmak zorunda bırakılıyor. Size kültürel değişim derler ama Amerika’ya geldiğinizde host aileniz sizi gezdirmeyebilir, o yöreye ve o eyalete özgü etkinliklere götürmeyebilir. Bu durumda diyorsunuz ki, bu kültürel değişim nerede, nerede kaldı? Ne bir yerel yemek görüyorum, ne bir yerel etkinliğe gidiyorum. Hiçbir şekilde Amerikan kültürüne dair evin dışında bir şey görmüyorum. Ayrıca evin içinde sizinle muhabbet etmeyebilirler, suskun bir aile olabilir. Bu yüzden bu kültürel değişim çalışmayabilir. Ayrıca diyelim ki, benim kültürüm de böyle değil, biz böyle yapmıyoruz ya da biz böyle yapıyoruz, dediğinizde size diyecekleri ilk şey aynen şu: Ama sen Amerikadasın ve biz bunu böyle yapıyoruz.
Beşinci ve son maddemiz ise maaş konusu. Maaşlarınız ödenmeyebilir. Nasıl yani, dediğinizi duyar gibiyim. Evet, haklısınız ama böyle bir durum var. Şimdi öncelikle host aileler şirketlere yani anlaştığı şirkete 10,000 küsur dolar bir ödeme yapıyor evine au pair alabilmek için. Daha sonra aile sizin sigortanızı da yaptırıyor, onları da hallediyor. Yani hepsi o paranın içerisinde. Daha sonra size haftalık olarak 195 dolar 75 cent ödeme yapıyor. Genellikle bunu 200’e tamamlıyorlar; fakat 200’e tamamlayan o güzel ailelerin yanında bir de haftalık maaşınızı ödemeyen aileler var. Kimisi geciktiriyor, kimisi diyor ki sen bana hatırlat gününü ben unutuyorum ya da bazı aileler iki haftada bir ya da aylık şekilde ödeme yapmak isteyebiliyorlar. Bence buraya kadar hiçbir sorun yok. Yani aylık ödeyebilir, iki haftalık da ödeyebilir, haftalık da ödeyebilir. Eğer siz buna tamam diyorsanız sorun yok; fakat ödesinler yeter ki. Çünkü çoğu aile, maalesef ki dediği günde ödeme yapmıyor, paranızı geciktiriyor ve daha sonra ödemeyi unuttuğu maaşlar olabiliyor. Siz bunu utana sıkıla gidip söylüyorsunuz; işte benim şu haftaki maaşım vardı, şu vardı, işte ne zaman ödeyebilirsiniz acaba filan dediğinizde de çoğundan şöyle bir tepki geliyor; ne acelen var ki, zaten yemeğin burada ,arabanı veriyoruz ya da otobüs kartını veriyoruz, işte odan burada, kira ödemiyorsun, faturanı biz ödüyoruz gibi maalesef çirkin bir dönütle karşılaşabilirler. O yüzden benim size tavsiyem host ailenizden şunu rica etmeniz; her hafta Pazartesi günü otomatik ödeme talimatı ile benim banka hesabıma gerekli cep harçlığımın/maaşımın yatmasını rica ediyorum.
Evet, 5 maddemizi de tamamlamış bulunmaktayız. Eğer Amerika, Amerika’da eğitim, yurtdışında eğitim, İngilizce, au pair ve rehberlik alanlarında benden daha çok yazı okumak ve video izlemek isterseniz Özge Erden adlı Youtube kanalıma ( https://www.youtube.com/channel/UCa6VVP30X5KxTGU2FsB1noQ?view_as=subscriber ) abone olmayı ve benden video geldiğinde hemen haberdar olmak için bildirimleri açmayı unutmayınız. Yeni bir yazı veya video paylaştığımda Instagram hesabım ( https://www.instagram.com/herkese.rehberlik/ ) üzerinden de bildiriyorum. Takip etmeyi unutmayınız.
Psikolojik Danışman: Özge Erden