Nihat: “Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!” dedi.
Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: “Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım…” Nihat güldü. “Gördün mü? Derhal sapıtıyorsun. Hayatta hiçbir şey uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır…”
Kitabı bitirir bitirmez Franz Kafka’nın “Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?” sözü geldi aklıma. Uzun bir aradan sonra bir kitabı okurken gerçekten sarsıldığımı hissettim. Akıcıydı diyemeyeceğim ancak yazarın duygu geçişleri arasındaki pürüzsüzlüğü karşısında söylenecek bir şey bulamıyorum. Kitapta duygular ön planda. Karşılıklı veya sadece akıldan geçen düşsel duygular. Duygusal ve derin psikolojik çıkarımlar ile Stefan Zweig’ı anımsattı biraz. Eğer çerezlik kitaptan ziyade gerçekten etki bırakacak bir kitap okumak istiyorsanız iyi okumalar dilerim.
“Aslında hepimiz içimizdeki şeytanla yaşıyoruz ve ortaya çıkması için uygun anı bekliyoruz.”
Kitap Yorumcusundan: Merhabalar! Adım Nisa. Sadece bir isimden ibaret olmamak için, insanlara dokunmak, onları etkilemek ve elimden geldiğince dünyaya bir şeyler katmak için yazıyorum. Şiir yazıyorum, deneme yazıyorum, bazen şarkı sözü bile yazıyorum. Ancak siz okurlarla yalnızca kitaplar hakkındaki yorumlarımı paylaşacak kadar cesaretim var. Eğer bir gün diğerlerini de paylaşacak cesareti bulabilirsem ve siz de okumak isterseniz Instagram üzerinden beni takip edebilirsiniz. [@nisa.karatasx]