Öncelikle başladığım gibi, tek gecede, hiç ara vermeden okuyup bitirdiğimi söylemek istiyorum. Bu kitap, okuduğum en samimi, en yoğun aşk hikayesi olabilir. Fedakarlıklarla kazanılmış, emek verilmiş, süslü kelimeler olmamasına karşın okuyanı sarıp sarmalayan bu ilişkiyi okurken insanın yüreği ısınıyor, huzurla dolup taşıyor. Bildiğimiz, okumaktan sıkıldığımız aşklardan değil, gerçekten değil. Sevginin neleri yenebileceğini hissettiren, bir insanı sevince farklılıkların hiçbir anlam ifade etmediğini anımsatan, çok saf, çok temiz bir hikaye. Ve kesinlikle kusursuz değil. Sadece okuyun. Ne demek istediğimi anlayacaksınız. İyi okumalar.…
Kitabı okuduktan sonra daha önce okumadığım için büyük bir üzüntü ve pişmanlık duydum. Çünkü psikolojik tahlil bundan iyi yapılabilir mi bilmiyorum. Çünkü bazı cümleler için “Bu his böyle de söylenilebiliyormuş.” dedirten bir kitap okudum. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu; genç yaşta yakalandığı ve bütün hayatını etkilediği bir hastalığa sahip, ismi verilmemiş bir gencin çektiği acıları ve yalnızlığını, yaşadığı aşk acısıyla da harmanlayarak olağanüstü betimlemelerle ele almış olduğu bir kitap diyebilirim. Hastane sahnelerindeki betimlemeler ve hastanın psikolojisinin aktarımı o kadar enfesti ki hastanenin…
“Bütün kadınlar cadıdır.” Özlediğim Coelho tarzına tekrar kavuşmuş olmanın sevinciyle aldığım gibi okumaya başladığım bir kitap. Konusuyla oldukça sıradışı ve dili okuduğum çoğu kitaptan daha akıcı. Kitap ana kahramanın ağzından değil de, onun hayatında yer alan insanların ağzından yazılmış. Athena, yani gerçek adıyla Şirin Halil ya da bir diğer adıyla Aya Sofya, inandığı şeylerin peşinden giden, içindeki boşlukları doldurmak için elinden gelen her şeyi yapan (dans etmek, çocuk doğurmak, hat sanatı öğrenmek, arazi satışı yapmak gibi) bir kadındır. Ancak her…
Hepimiz hayatımızın bir döneminde tükenmişliğe doğru ilerleriz. Herhangi bir şeye tepki göstermeyi bırakan, duygulardan ve maneviyattan uzak, hayata ve olaylara karşı donuk, yapay heyecanlara sahip biri olur çıkarız. İntihar düşüncesi bile geçer aklımızdan, sanki varlığını yok olarak kanıtlayabilecekmiş gibi. İşte tüm bunların son bulduğu bir kopma noktası vardır. Zweig bunu “Olağanüstü Bir Gece” olarak adlandırmış. Hepimizin böyle bir gecesi vardır ya da olacaktır. O geceden sonra bambaşka biri oluruz ve hayatımızın geri kalanında o geceden izler taşırız. Eğer o bilet…
“Hikaye” dedim. “Gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da yarım kalan hikaye koyalım.” “Sen zaten tamam ettin ki?” dedi bana. “Aslında tam diye bir şey yoktur.” dedim. “Her tam bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.” ve kitabın sonuna şöyle bir not düşer yazar; bitse ne olur, bitmese ne? Bir İlhami Algör romanı. Ruhundak eksikleri gören ama bu eksikliği dolduramayan insanların romanı. Kimsenin anlamadığı derin tutkular yaşayan ve tutkusunu yalnızlıkla karıştıranların romanı. Söz gelimi testere ile…
Nihat: “Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!” dedi. Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: “Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım…” Nihat güldü. “Gördün mü? Derhal sapıtıyorsun. Hayatta hiçbir şey uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır…” Kitabı bitirir bitirmez Franz Kafka’nın “Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?” sözü geldi aklıma. Uzun bir aradan sonra bir kitabı okurken gerçekten sarsıldığımı hissettim. Akıcıydı…
En harlı alevlerin ortasında bile altın nilüfer yetişir.” yazmaktadır, 11 Şubat 1963’te, 30 yaşında, ikinci kattaki odalarında uyumakta olan çocuklarının yanına süt ve kurabiye bıraktıktan sonra, odalarının kapısını içeriye gaz girmeyeceğinden emin olmak üzere bantlayarak kapatan ve kafasını fırının içine sokarak intihar eden Plath’in mezar taşında. 22 yıl sonra bu intihara duyarsız kalmayıp, Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü bitirme tezi olarak “Slyvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi” tezini sunacaktı Nilgün Marmara. Mezuniyetinin henüz ikinci yılında ise, sevdiği yazar…