Kitabı okuduktan sonra daha önce okumadığım için büyük bir üzüntü ve pişmanlık duydum. Çünkü psikolojik tahlil bundan iyi yapılabilir mi bilmiyorum. Çünkü bazı cümleler için “Bu his böyle de söylenilebiliyormuş.” dedirten bir kitap okudum. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu; genç yaşta yakalandığı ve bütün hayatını etkilediği bir hastalığa sahip, ismi verilmemiş bir gencin çektiği acıları ve yalnızlığını, yaşadığı aşk acısıyla da harmanlayarak olağanüstü betimlemelerle ele almış olduğu bir kitap diyebilirim. Hastane sahnelerindeki betimlemeler ve hastanın psikolojisinin aktarımı o kadar enfesti ki hastanenin…
“Bütün kadınlar cadıdır.” Özlediğim Coelho tarzına tekrar kavuşmuş olmanın sevinciyle aldığım gibi okumaya başladığım bir kitap. Konusuyla oldukça sıradışı ve dili okuduğum çoğu kitaptan daha akıcı. Kitap ana kahramanın ağzından değil de, onun hayatında yer alan insanların ağzından yazılmış. Athena, yani gerçek adıyla Şirin Halil ya da bir diğer adıyla Aya Sofya, inandığı şeylerin peşinden giden, içindeki boşlukları doldurmak için elinden gelen her şeyi yapan (dans etmek, çocuk doğurmak, hat sanatı öğrenmek, arazi satışı yapmak gibi) bir kadındır. Ancak her…
Hepimiz hayatımızın bir döneminde tükenmişliğe doğru ilerleriz. Herhangi bir şeye tepki göstermeyi bırakan, duygulardan ve maneviyattan uzak, hayata ve olaylara karşı donuk, yapay heyecanlara sahip biri olur çıkarız. İntihar düşüncesi bile geçer aklımızdan, sanki varlığını yok olarak kanıtlayabilecekmiş gibi. İşte tüm bunların son bulduğu bir kopma noktası vardır. Zweig bunu “Olağanüstü Bir Gece” olarak adlandırmış. Hepimizin böyle bir gecesi vardır ya da olacaktır. O geceden sonra bambaşka biri oluruz ve hayatımızın geri kalanında o geceden izler taşırız. Eğer o bilet…